Saturday, September 17, 2011

MUTLULUK MU?



Üç gün önce akşam yemeği için etli dolma yapıyordum ki yeşil bir tırtıl yerleşmiş biberin içine keyifle yaşıyor!. Önce irkildim tam atacaktım ki aklıma çocuklar geldi. En küçük kızımın arkadaşları Zeynep ve Duru ki her ikisi de bu yıl 2. sınıf oldular, kızım da bu yıl 1. sınıfa başladı, bahçede kendilerince vakit geçiriyorlar. Kısa bir süre sonra sıkılırlar zannı ile tırtılı onlara gösterdim ve yemeği yetiştirme telaşı ile yanlarından ayrıldım.

İşim bitince bir ara yanlarına uğradım ve şaşırdım, kızlar hâlâ yeşil dostları! ile ilgileniyorlardı. Kedilerden nasıl koruruz, nasıl besleriz, akşam kimde kalacak sorularının cevaplarını tartışırken bir yandan da minik dostlarına konforlu ortam oluşturma gayretinde idiler. Kendilerince hazırladıkları saklama kabındaki tırtıl residence:) için hertürlü konfor düşünülüyordu. En alta azıcık toprak konmuş, çeşitli yapraklarla süslenmiş, şişe kapagındaki su da unutulmamıştı, bir parça dolmalık biber de açık büfe:) olarak sunulmuştu. Şimdi sıra onun kelebek olmasını! beklemekteydi, kelebek olunca onu bırakma hayalleri kuruyorlardı.

Bahçede kalması gerektiginden, tırtılı kedilerden korumak için üzerine buzdolabı poşeti geçirmislerdi. Poşetin üstüne birkaç irice delik açmayı ihmal etmemişlerdi hava alması için. Ancak kaçma ihtimalini de düşünerek delikleri kabın altına getirmişlerdi. Peki dedim ' Delikler altta olunca tırtıl nasıl hava alacak?'. Kızım hemen atıldı ' Poşet şeffaf ya, öyle hava alacak':).

Üç gündür devam eden ugraşın ve yogun ilginin sahibine, ne onlarca lira ödedik, ne de üründen daha göz kamaştırıcı bir paketten çıkardık. Allah'ın bize sundugu, alıştıgımızdan sıradan gelen, dogal nimetlerden biriydi. Küçücük bir tırtıldı ama ilgi, alakamızı yogunlaştırınca eşsiz bir hediye, harika bir ugraş, sevimli bir dost oluvermişti.

Her üç kafadar da ellerine onu alıp gıdıklanmaktan son derece keyif alıyorlardı. Kıyafetlerinin üstüne koyup ayaklarıyla tutunmasını seyrekmekten hoşlanıyorlardı. Bisikletlerin pabucu dama atılmıştı. Tırtılın yaprakları yemesiyle ortaya çıkan dantelalar onları mutlu ediyordu. Oturup bu şekiller üzerine yorumlar yapıyorlardı.

Yanılmıştım, basit gibi görünen bu degerli yaratılan bizlerin bile sempatisini kazanmıştı. Sonu mutlu bitmese de minik tırtılla geçen bu kısa birlikteligin ögrettigi büyük gerçek bir kere daha kendini hatırlattı; 'Mutluluk yanıbaşımızda, baktıgımız degil gördügümüz gözde'.

Beraberligin sonu neden mi mutlu bitmedi? Eve alınmaması gereken tırtılımız misafirimizle tanıştırılırken kaza geçirdi:( Okadar baglanmış ki, kızımı rahatlakmak epey ugraş gerektirdi. Son olarak biz de onu cennete gitmesi ve çiçeklerimizi renklendirmesi! için topraga yerleştirdik.

Allahım unutturacak başka acı göstermesin duasıyla...

Amin...

2 comments:

  1. Buyuk bir keyifle okudugum okurken de hikayedeki minik kahramanlarin heyecan ve merak dolu o tatli hallerini kendi hayal dunyamda canlandirmama sebep olan haliylede yuzume bir tebessum konduran cok samimi,sicacik bir yaziydi...

    ReplyDelete
  2. En küçük kızınıza, arkadaşları Zeynep ve Duru'ya kucak dolusu öpücükler:) Kalplerindeki sevgi artsin ekilmesin dilegiyle...

    ReplyDelete