Thursday, October 6, 2011

KIZLAR İŞ BAŞINDA



6 Ekim İstanbul'un Kurtuluşu, okullar tatil! Kızım ve arkadaşları oturup düşünmeye başlamışlar, 'Perşembe tatil ne yapsak?' diye:) Bir yandan birada olmak isterken bir yandan da, yapageldiklerinin dışında bir program arayışı onlara, birlikte kurabiye yapma fikrini doğurmuş! Kızımın dogum günü için hazırladığım şeker hamurlu kurabiyelere duydukları sempati ile, bunu onlara öğretebileceğim sözünü hatırlamışlar ki kızımın ricasına cevabım tabii 'Evet' oldu.

Çayın yanındaki ufak atıştırmaların verdiği keyif gibi, zevkli hobilerle uğraşırkenki tatlı sohbetler bana hep keyif vermiştir. Dün ve daha öncelerden yaşadığım tecrübelerle hele sohbet arkadaşlarınız 13, 16 yaş grubu aklı başında, hoş kızlarsa, uğraşınız da mutfakta ise hazırladıklarınızın da, sohbetinizin de lezzeti bir o kadar artıyor.

Öğretmenlik için Amerika'dan gelen yeni komşum Akasya'nın da eşliğiyle 9 genç kızla beraber oldukça hoş bir gün yaşandı dün. Menümüz, tonbalıklı sandviçlerle başlayıp, kısır, ev yapımı limonata, şeftalili kek ve kurabiyelerle tamamlanıyordu. Sandvicimizin ve kurabiyelerimizin malzemeleri hazır, karıştırılmayı ve servisi bekliyordu. Devamında kurabiyelerimiz hazırlanacak, onlar pişerken kek servisi ve sonrasına kurabiyeler süslenecekti:)

Yapılan programa sadık kalınarak kollar sıvandı. Kimi daha önce tonbalıklı sandvici tatmamış, kimi de tatmış ama içindekileri, hazırlanışını merak etmemişti:( Şimdi ise işbirliği ile çalışmaya girişmişlerdi. Malzemeler hazır olsa bile herkese iş düşüyordu. Sonundaaa işte hazır. Arkasından kurabiyelerin yapımı da tamamlandı, fırına gönderildi. Şeftalili kek beğenilmenin gururuyla kalıbına veda ediyordu. Veee mantar kurabiye ile şeker hamuruna kavuşmayı bekleyen kurabiyemiz, zarif parmakların telefon tuşlarından daha fazlasına hükmedebilecegini ispat için sıradaydı!:)

Akasya henüz 23 yaşında, Türk anne, Amerikalı babanın, 4 çocuğundan en büyüğü. Klasik müzik dinlemeyi, okumayı ve yemek pişirmeyi seven, sorumluluk sahibi bir genç kızımız. Çok iyi Japonca biliyor,Türkçe öğrenmek istiyor. Akasya'nın eşlik ettiği beraberliğimizdeki konuşmalarımız arasında; telefon olmadan önce ki hayat da vardı! Konumuz telefon olunca merakla Amerika'da gençlerin telefonla ilgileri sorusuna, 'En azından benim çevremde ve genelde gördügüm telefonu irtibat için kullanıyorlar ve ellerinde de iphone yok, ben de buna dahilim' dedi ki alabilecek hertürlü imkana sahipti! İkinci soru nasıl vakit geçirdikleri idi, 'Klüp çalışmalarına katılıyorlar, sporla uğraşıyorlar, alışveriş merkezlerinde bir arada oluyorlar' cevabını da almıştık. Telefonun başı çektiği teknoloji konusu çok tartışılası derin bir konu. Ancak bir gerçek vardı ki, 'Ellerden düşürülmeyen o telefonlar bırakılmasa bu harika lezzetler ortaya çıkar ve bu sıcak ortam yaşanır mıydı?' sorusuna cevap istiyordu.

Biz de teknolojimizi, bu güzel günü kalıcı kılmak için kullandık:) Şimdi ise yürüyüş fikri harika görünüyordu ve öyle de oldu. Hidiv Kasrı'na yapılan kısa yürüyüş dogrusu bana da çok iyi geldi. Öğlen başlayıp akşama kadar devam eden bu güzel gün, hoş bir anı olarak kzlarımızın günlüklerinde yerini almaya hazırdı:)

Ben bugünü onlarla paylaşırken, yapılanlar arasından şeftalili kekin tarifini de sizlerle paylaşmak istedim. Bu lezzetli keki arzunuza göre zamanında vişne, elma ile de yapabilisiniz. Kekin ölçülerini her yerde bulmak mümkün oldugu için cup olarak vereceğim.

ŞEFTALİLİ KEK
MALZEMELER
2 yumurta (oda sıcakılıgında)
1/2 cup şeker
125 gr tereyag eritilmiş, sogutulmuş
1 cup elenmiş un
Kabartma tozu
Limon yada portakal kabugu rendesi
Büyüklüğüne göre 2, 3 şeftali, elma yada yeteri kadar vişne
Serpmek için tarçın

YAPILIŞI
Bütün malzemeler sırasıyla karıştırılır, yağlanmış kalıba boşaltılır. Üstüne dilimler halinde meyveler ortada başlayıp spiral şekilde yerleştirilir. Üzerine tarçın serpilir. Önceden 175 derecede ısıtılan fırında pişirilir.

Afiyetle...

No comments:

Post a Comment